31 Ekim 2011 Pazartesi

İBN-İ HALDUN


İbn Haldun'un yaşamı çok iyi şekilde belgelenmiş ve özgeçmişini التعريف بابن خلدون ورحلته غربا وشرقا‎; at-taʿrīf bi-ʾbni Ḫaldūn wa-riḥlatu-hu ġarban wa-šarqanisminde anlatan bu kitap 1951 yılında Kahire'de Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından yayınlanmıştır. İbn Haldun banū chaldūn isminde asil bir aileden, birkaç kuşak Carmona ve Sevilla, Endülüs (İspanyolca: Andalucía; Arapça: الأندلس‎ Al-Andalus)'de yaşamışlardır. Zaten Haldun aile ismi kökeni öncülleri Halid'ten gelir. Özgeçmişinde İbn Haldun, kökeninin İslam Peygamberi Muhammed Mustafa sav. zamanında arap-yemen kabilelerinden Hadramut’a kadar uzandığından ve ailesinin İslami fetih başlarında İspanya'ya geldiğinden bahseder.


FELSEFESİ

Özellikle köy-kent farklılaşması hakkında toplumsal çözümlemeler getirmiştir. Ünlü eseri Mukaddime'nin 2. bölümünde, göçebe-köy toplumsal yaşamı ile yerleşik-kent toplumsal yaşamı arasında önemli saptamalar yapmıştır. Ona göre, göçebe-köy toplumsal yaşamı, yerleşik-kent toplumsal yaşamından önce başlamıştır. Köy halkı, kent halkından daha sağlam, mert, özgüveni daha fazla, özgür, köklü ve az bozulmuştur. Köy aile yaşamı, kent aile yaşamından daha dengeli, daha sağlam ve daha huzurludur. Toplumsal bilinç ve duyarlılık, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma köy toplumsal yaşamında daha fazladır. Ayrıca yaşlılara ve kadınlara verilen saygı ve değer de çok daha fazladır. İbn haldun tüm krallıkların da tıpkı canlı organizmalar gibi doğum,gelişme,duraklama ve ölüm evreleri olduğunu; doğum ve gelişme gibi evrelerin göçebe yaşam kültür ve ahlakının sonucu olduğunu, zamanla kent yaşamına alışan uygarlıklarınsa gerilemeye ve ölmeye başladıklarını(yokolmuş medeniyetleri ve yaşadığı dönemin olaylarını örnek göstererek)ileri sürmüştür. İbn Haldun'dan önceki tüm tarihçiler olayları tek tek ele alıp, hikâye gibi anlatmış, bir senteze gidememişlerdir. İbn Haldun ise tek tek fenomenlerden yola çıkarak ünlü tarih tezini öne sürmüş, böyleliklede sosyoloji adını verdiğimiz bilim dalı kendisiyle başlamıştır. İktisadi kalkınma ve sosyal huzurun arasında yakın bir ilişki vardır. Güçlü devlet iktisadi kalkınma için uygun zemin hazırlar, iç ve dış güvenliği sağlar. İbn Halduna göre, devlet ekonomik hayata müdahale etmemelidir. Devlet müdahale ederse ve vergileri arttırırsa, kişilerin yaratıcılık arzuları kırılır, üretim azalır ve neticede hem fertlerin hem de devletin geliri azalır. Bu bakımdan, İbn Haldun, liberal bir iktisat politikası ve özgürlükten yanadır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder