3 Aralık 2010 Cuma

HERAKLEITOS



Efesli Heraklitos (Yunanca Hράκλειτος Herakleitos) (M.Ö. 535 - 475). Anadolu'da Efes'de yaşayan Sokrates öncesi (Pre-Socratic) filozof. Efes'in yerlisi olduğu ve babasının adının Bloson olduğu gibi detaylar dışında hayatı hakkında pek az şey bilinmektedir. Batı felsefe tarihinde dinamik bir felsefi sistem ortaya koyan ilk kişidir.

Herakleitos'un hayatı hakkında hemen hemen kesin olan hiçbir şey bilinmemektedir. Yaşamına ilişkin pek çok bilgiyi Diogenes Laertios'tan öğreniyoruz. İyonya'nın sonuncu ve en büyük filozofu olan Herakleitos'un Bloson'un oğlu olduğu ve İÖ.540 civarında Efes'te doğmuş olduğu söylenmektedir. Apollodoros'a göre 69.Olimpiyatta sivrilmiştir. (İÖ.504-501) Efes'te kral-rahipler veren bir aileden geldiği anlaşılmaktadır. Antisthenes bu görevi kullanma sırası Herakleitos'a geldiğinde, bu hakkını kardeşine bıraktığını söyler. Kendisinin çağdaşları ile karşıtlık içinde bulunduğunu görmüş ve topluluk içinde yaşamaktan uzaklaşmıştır. Bu büyük filozofun söylediklerinden döneminin siyasal durumundan hoşlanmadığı ve sert bir dille bu durumu eleştirdiği anlaşılıyor. Yalnızca siyasal durumu değil, kendi yurttaşlarını da eleştiriyor. Arkadaşı Hermodoros'u sürgüne yolladıkları için Ephesos'lulara şöyle diyor:
" Bütün yetişkin Ephesoslular kendilerini asıp kenti çocuklara bıraksalar iyi olur; çünkü onlar 'hiç kimse bizden çok değerli olmamalı; böyle biri varsa, gitsin, başka yerde başkalarının arasında yaşasın!' diyerek, aralarındaki en değerli adamı , Hermodoros'u sürgüne yolladılar."
Yurttaşları ondan kanunlar yapmasını isteyince, kent artık kötü yönetim biçiminin hakimiyetinde olduğundan bu isteği geri çevirmiştir. Herakleitos'un zenginleşmiş yeni sınıfa karşı duyduğu nefreti şu fragment'ten anlıyoruz:
"Hiç eksik olmasın zenginliğiniz Ephesos'lular. Olmasın ki alçaklığınız belli olsun"
Bir hikâyeye göre Herakleitos Artemis Tapınağına çekilerek aşık oynuyormuş. Ephesoslular çevresinde toplandıklarında şöyle demiş: "Ne şaşıyorsunuz reziller? Yoksa böyle yapmak sizinle birlikte devlet yönetmekten daha iyi değil mi?"
Halka "yığın, anlayışsızlar" gözüyle bakıyor, bu küçümseme onların geleneksel inançlarını da içine alır. Herakleitos'un Ksenophanes'in yerleşik din anlayışına eleştirici tutumunu devam ettirdiğini görüyoruz:
"Gece dolaşanlar, Magos'lar, Bakkhos rahipleri, Dionysos'un rahipleri, gizemlere erenler. Ölümden sonra ceza çekmekle tehdit ediyorlar ve ateşte yanacaklarını kehanet ediyorlar; halkın arasında kabul gören bu gizli ayinler böyle kutsal olmayan tarzda cereyan eder."
"Kana bulanarak arındırmaya çalışıyorlar kendilerini,çamura batmış birinin kendini çamurlu suyla yıkaması gibi.Çamurla temizlenen birine herkes deli der. Karşılarındaki tanrı heykellerine yakarıyorlar, konuşur gibi duvarlarıyla evlerin. Ne tanrılar ne de kahramanlar hakkında bir şey bildikleri var"
"İnsanlar bu töreni Dionysos'a saygıda bulunmak için düzenlemeyip, sadece Phallus'a övgüler düzseydiler, o zaman bu gerçekten utanmazca bir iş olurdu. Oysa kendilerinden geçerek saygıda bulundukları Dionysos ile Hades tek ve aynı şeydir."
Bu büyük filozof, daha önceki büyük Yunan bilginlerini, filozoflarını ve şairlerini de küçümsüyor:
"Homeros'u yarışmalardan kovmalı ve sopalamalı, aynı şekilde Arkhilokhos'u da."
"Çok bilgi insanı akıllı yapmaz; öyle olsa Hesiodos'u, Pythagoras'ı, Ksenophanes'i ve Hekataios'u akıllı yapardı."
Herakleitos fragmanlarından anlaşıldığı gibi Yunan dünyasında kabul görmüş bu isimleri eleştiriyor. Platon da Herakleitos gibi Yunan dünyasında çok önemli olan Homeros ve Hesiodos'u insanları yanlış şekillendirdikleri konusunda eleştirmiştir. Platon'un beğenmediği o mitoslardaki evren tasarımıdır.
Diogenes'e göre Herakleitos çocukluğundan beri olağanüstü bir insandı; gençliğinde hiçbir şey bilmediğini ileri sürerdi ve kendini incelediğini söyler: "Kendimi keşfettim" "Ruhun ucu bucağı yok"
Herhangi bir filozofun öğrencisi olmamasına rağmen Ksenophanes'in derslerini dinlediğini söyleyenler vardır. Herakleitos Milet'li filozoflardan da etkilenmiştir. Zıtlıkların çatışması ve birliği ana öğretisinde Anaksimandros ve Pythagoras'dan etkilendiği görülmektedir. Ruh öğretisinde de Anaksimenes'ten etkilenmiştir.
İlk olarak Herakleitos eserinden elimizde en fazla sayıda fragmentin bulunduğu filozoftur. (Diels 126 fragment)Eserinin adı "Doğa üzerine". Diogenes'den öğrendiğimize göre eseri üç bölümdür; Birinci evren üzerine, ötekiler politika ve tanrı bilim üzerine. Bu eser atasözlerini andırır ifadelerden oluşan şiirsel bir düz yazıdır. Yığına karşı gösterdiği küçümseme üslubunda da kendini gösterir. Geniş halk yığınları tarafından anlaşılmayı isteyen bir insanın diliyle konuşmaz. Bilmeceyi andıran sözleri ancak kendisini anlayabilecek niteliğe sahip olan seçkinlere hitap etme arzusunun ifadesidir. Dilinin bu özelliklerinden dolayı kendisine "karanlık" denmiştir.
Herakleitos'un sözlerini anlamak için çaba harcamak gerekir. Bilmeceyi çözmek gerekir. Çünkü ona göre hakikat gizlenmeyi sever:
"Delphoi'daki tanrının kehaneti ne açıklıyor ne de gizliyor, yalnızca işaret ediyor."
Kitabını adak olarak Artemis tapınağına koydu. Diogenes'ten öğrendiğimize göre eseri o kadar ünlü oldu ki Herakleitosçular denen ardılları ondan kaynaklandı.

ÖZLÜ SÖZLERİ 

Doğanlar hem yaşamayı hem de ölümü kabullanirler ve arkalarında çocuklar bırakırlar; böylece ölüm yeniden doğar.
Aynı nehirde iki kez yıkanamazsınız, çünkü sonradan akan su ilk akan sudan farklıdır.

Adalet, milletlerin ekmeğidir; milletler daima adalete acıkırlar.

Aslında insanlar hiç ummadıkları ve geleceğine inanmadıkları ölümü beklerler.

Savaş her şeyin babası, her şeyin kralıdır; kimine tanrı der, kimine insan, kimini köle yapar, kimini özgür.

Soğuk ısınır, sıcak soğur, nemli kurur, kuru ıslanır.

İnsan ışığa değer gecenin içinde,öldüğünde, gözünün feri söndüğünde. Diriyken ölüye değer uykuda, gözünün feri söndüğünde. Uyanıkken uyuyana değer.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder