3 Aralık 2010 Cuma

DEMOKRITOS




Leukippos'un öğrencisi Democritus, (M.Ö. 460 - 370)lü yıllarda yaşamış ve Sokrates'den sonra ölmüş olmasına rağmen, "Sokrates öncesi doğa filozofları"ndan sayılır. Hocasının ortaya attığı teoriyi büyük ölçüde geliştirerek ünlenmiştir. Parmenides'in temsil ettiği tekçilik (monism) ile Empedokles'in çokçuluğu (pluralism) karşısındaki aracılık girişimleri sonucu, "Atom veya bölünmeyen öz" teorisi ile ünlenmiştir. (Bazı kaynaklar Empedokles ve Anaksagoras'ı da "atomcular" sınıflandırmasının içine sokmaktadır. Bu görüş isabetli bir tesbittir.)
Varoluş ile ilgili çok kesin bir görüş ortaya koymuştur. Evren'deki oluşuma, kesin bir zorunluluk egemendir. Bütün olup bitenleri bir raslantı ile izâha çalışmak saçmalıktır. "Yaratılmamış, yok olmayan, değişmeyen varlık, özdeksel atomdur. Öz, maddeyi temsil eder ve onunla her nesne yapılabilir." şeklinde özetlenebilecek bir görüşle, materyalist doğa biliminin ilk temellerini atmıştır.
Atomcular, sadece bir hacim, bir şekil ve belki de bir ağırlık içeren bölünmez en küçük birim olarak târif ettikleri atomun ve atomların hareket ettiği boşluğun (eter - ether - esir) ezelî, ebedî mevcudiyetini ortaya atmışlardır. Bütün bu materyalist görüşlere rağmen, "tek gerçek, atomlar ve atomların hareketidir" prensibini, ruhun açıklanması aşamasında da tutarlı bir şekilde kullanmışlardır.
Bilinçli bir materyalist yaklaşımla, algılama ve düşünmeyi, vücuttaki en ince, en hafif ve en düzgün ateş atomlarının hareketi olarak izâh eden Demokritos, kendisinden önceki düşünürlerin üzerinde durmadığı oranda, ahlâk (etik) ile de ilgilenmiştir.

ÖZLÜ SÖZLERİ 

Hekimlik bedenin kötülüklerini, bilgelik ruhun kötülüklerini iyileştirir.
Doğa ve eğitim birbirine yakındır. Çünkü eğitim insanı dönüştürür, bu dönüşümle insanda ikinci bir doğa yaratır.

Sözlerime kulak verseler, sözlerimi anlasalar, çok zaman şerefli insanlar olarak davranacaklar ve böylece bir çok kötü eylemden uzak durmuş olacaklar.

Ruhun iyiliklerini aramak kutsal iyilikleri aramaktır; bedenin iyilikleriyle yetinmek insanî iyiliklerle yetinmektir.

İnsanı mutlu kılan ne bedensel güçlükler ne zenginliklerdir, insanı mutlu kılan
dürüstlük ve sakınıklıktır.

Mutsuzluk içinde bile doğru düşünmek ne güzel şeydir.

Utanılası eylemlerinden pişmanlık duymak yaşamını kurtarmaktır.

Adaletsizlik eden kişi adaletsizliğe uğrayan kişiden daha mutsuzdur.
İnandırma yolunda söz altından daha ağırdır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder